Top

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU VE CEZASI

Türk Ceza Kanunu Md. 132/1 Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, verilecek ceza bir kat artırılır.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2017/11636 E. 2018/5191 K.

“…sanık …’ın konuşmaları kaydetmesi şeklinde gerçekleşen eylem nedeniyle TCK’nın 133/1. maddesinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunu oluşturduğu gözetilmeden delillerin takdirinde hataya düşülerek dosya kapsamı itibariyle uygulama yeri bulunmayan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçundan yazılı şekilde beraat hükmü kurulması, Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,…”

İFŞA ETME SURETİYLE HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİN İHLALİ SUÇU VE CEZASI

TCK Md. 132/2 Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bir veya birden fazla kişinin haberleşmesinin içeriğinin öğrenilmesiyle Tck 132/2 maddesinde hükmedilen suç işlenmiş olur. Haberleşme telefon, mektup veya posta yoluyla yapılabilir hangi yol ile yapıldığının bir önemi yoktur. Günümüzde en çok internet (sosyal medya) üzerinden haberleşme yapılmaktadır. Dolayısıyla bu haberleşme araçlarında ki ifşa da suç unsuru olarak sayılmaktadır. Önemli olan haberleşmenin kişiler arasında yapılması ve suçu işleyenin bu haberleşmenin  tarafı olmamasıdır. Telefon konuşmalarını dinlemek veya kaydetmek, yazışma içeriklerini okumak veya kaydetmek bu suçun unsurunu oluşturacaktır. Ancak, yazışmaları okumak veya konuşmaları dinlemek suçun temel halidir bu yazışma ve konuşmaların kayda alındığı zaman suçun nitelikli hali oluşacaktır. Bu suç ses kaydının tespiti ile oluşabileceği gibi gönderilen  mektubun bir örneğinin alınması veya el ile yazılarak kaydedilmesi şeklinde de suçun nitelikli halini oluşturacaktır.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2018/8281 E.  2019/6851 K.

CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” biçiminde, yasa dışı yöntemlerle kaydedilen ses kaydının daha önce de diğer medya organlarında haber olarak yayımlandığı tespitinde bulunulup, bu koşullar altında, her zaman, ses kaydının, konuşmaları kaydedilenlerin bilgisi ve rızası dışında, tekrar tekrar ifşa edilebileceğine ve alıntı yapan sanığa hiçbir hukuki sorumluluk yüklenemeyeceğine dair sadece bu koşulların gerçekleşmesini hukuka uygun ifşa için yeterli gören yanılgılı ve yasal olmayan gerekçelerle eksik incelemeye dayalı olarak sanık hakkında CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraat hükmü kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 29.05.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi

KİŞİNİN KENDİSİYLE YAPILAN HABERLEŞMEYİ İFŞA ETMESİ SUÇU VE CEZASI

TCK. Md. 132/3 Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 2/7/2012-6352/79 md.) İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2016/2398 E.  2017/6234 K.

 

başkalarına ait haberleşme içeriğini sahibi ve sorumlusu olduğu internet sitesinde hukuka aykırı olarak ifşa eden sanık …’nın TCK’nın 132/2kendisiyle yapılan haberleşme içeriğinin belirli olmayan ve birden fazla kişi tarafından algılanabilme imkanı bulunan internet sitesinde mağdurun rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak yayımlanmasına olanak sağlayan sanık …’ın aynı Kanun’un 132/3. madde ve fıkralarında tanımlanan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçlarından mahkumiyetlerine dair yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Anayasa Mahkemesinin, TCK’nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların haber verme hakkı kapsamında hareket edip, hukuka uygun çerçevenin dışına çıkmadıklarına, lehlerine olan kanun maddelerinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNDA UZLAŞTIRMA

Ceza Muhakemesi Kanunun 253. Maddesinde uzlaştırma kapsamına giren suçlardan söz edilmiştir.  Kanun maddesine göre haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu da uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında öncelikle uzlaştırma yoluna gidilmesi gerekmektedir. Taraflar uzlaşma tarafı olmaz ise soruşturma veya kovuşturmaya devam edilir.  Uzlaşma yoluna gidilmeden verilen kararlar Yargıtayca bozma sebebidir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2017/3805 E.  2018/2546 K.

“…Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun TCK’nın 139/1 ve CMK’nın 253/1-a madde ve fıkraları gereğince uzlaşmaya tabi suçlardan olduğu nazara alınarak, CMK’nın 254/1. madde ve fıkrası uyarınca, uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA,

HABERLEŞMENİN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇU ZAMAN AŞIMI VE ŞİKAYET SÜRESİ

Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.

TCK. Md. 73/1 Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.

Şikayet süresi, zaman aşımını geçmemek koşulu ile mağdurun, fiili ve faili bildiği veya öğrendiği gün den itibaren başlar.

Zaman aşımı süresi sekiz (8) yıl olup bu süre içerisinde soruşturma ve kovuşturma yapılması gerekmektedir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi   2019/1022 E.  2019/4185 K.

İncelenen dosyada, iddiaya konu suçun işlendiği kitabın süresiz basılı eser olduğu ve altı aylık hak düşürücü süre içerisinde davanın açılması gerektiği, şikayete konu kitabın Cumhuriyet Başsavcılığınca daha önce öğrenildiğine ilişkin belge ya da bilgi bulunmaması karşısında, katılan …’ın 26.03.2014 tarihli şikayeti ile haberin Cumhuriyet Başsavcılığınca öğrenildiği ve altı aylık dava açma süresinin de bu tarihte başladığı; ancak, işlendiği iddia olunan haberleşmenin gizliliğini ihlal suçuna ilişkin sanık hakkındaki davanın, 27.10.2014 tarihinde düzenlenip, 10.11.2014 tarihinde mahkemece kabul edilen iddianameye dayalı olarak süresinden sonra açıldığı anlaşılmakla, kovuşturma koşulunun gerçekleşmediği gözetilerek, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 26/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca, sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 

 

ŞİKAYETTEN VAZGEÇME DURUMU

Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz. İştirak halinde suç işlemiş sanıklardan biri hakkındaki şikayetten vazgeçme, diğerlerini de kapsar. Şikayetten vazgeçme durumunda dosya hakkında beraat kararı değil düşüm kararı verilmesi gerekir. Bu durumda beraat kararı verilen kararlar bozma sebebidir.

TCK Md. 73/6 “Kanunda aksi yazılı olmadıkça, vazgeçme onu kabul etmeyen sanığı etkilemez. “ hükmü gereği sanığa vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulması ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir.  Sanığa şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediğinin sorulmaması da yargıtayca bozma sebebidir.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi   2019/10739 E.  2019/11704 K.

Sanığa isnat edilen TCK’nın 132/3. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanun’un 139/1. madde ve fıkrası uyarınca takibinin şikayete tabi olduğu, mağdur …’nın karar tarihinden sonra hüküm mahkemesine sunduğu 23.09.2019 havale tarihli ve ekine kimlik kartı fotokopisinin eklendiği kimlik tespiti içeren dilekçesinde sanığa yönelik şikayetinden vazgeçtiği anlaşıldığından, TCK’nın 73/6. madde ve fıkrası uyarınca sanıktan vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, sair yönleri incelenmeksizin hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 11.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi  2018/8088 E. 2019/230 K.

Sanığa yüklenen TCK’nın 132/1. madde ve fıkrasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal suçunun, aynı kanunun 139/1. madde ve fıkrası uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olup, mağdurun 22.01.2016 hâkim havale tarihli dilekçesinde sanığa yönelik şikayetinden vazgeçtiğini ifade ettiği, 15.02.2016 tarihli duruşmada savunması alınan sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul ettiğini beyan ettiği, dosya kapsamı itibariyle CMK’nın 223/9. madde ve fıkrası kapsamında derhal beraat kararı verilmesini gerektiren haller de bulunmadığı nazara alınarak, kovuşturmada şikayet koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle sanık hakkındaki davanın düşmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA;  ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkındaki davanın TCK’nın 132/1, 139/1, 73/4, 73/6 ve CMK’nın 223/8. madde ve fıkraları gereğince isteme uygun olarak DÜŞMESİNE, 09.01.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

CEZANIN ERTELENMESİ

İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir. Fakat bunun için bazı şartlar gereklidir. Bu şartlar;

  • Kişinin daha önce bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına hükmedilmemiş olması,
  • Yargılama süreci boyunca duyduğu pişmanlıktan dolayı bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkemede kanaat oluşması

ADLİ PARA CEZASINA ÇEVRİLMESİ

Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adli para cezasına çevrilebilir.

HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI (HAGB)

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder. Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl(2) veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır.

Sanık hakkında HAGB verilebilmesi için de bazı şartlar gereklidir. Bu şartlar;

  • Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan ceza almamış olması,
  • Sanığın duruşmadaki tutum ve davranışları ile mahkemede bir daha suç işlemeyeceğine karşı kanaat oluşması,
  • Mağdurun uğradığı zararın tamamen giderilmiş olması gerekmektedir.